Sayın Adnan Oktar'ın 10 Mart 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 10 Mart 2017

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Moskova’da Putin’le iki buçuk saatlik bir görüşme yaptı. Bu görüşme son altı ayda Sayın Erdoğan ve Putin’in dördüncü görüşmesi. Cumhurbaşkanımız’ın ziyaretine sekiz bakan, Hakan Fidan, İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı da eşlik ediyor. Görüşme sonrası iki ülke arasında ekonomi, turizm, enerji, tarım, sanayi, adalet, istihbarat gibi konularda sekiz anlaşma imzalandı.)

Çok güzel yapmışlar bayağı iyi olmuş. Tayyip Hocam’a helal olsun iyi gidiyor. Rusya’yla dostluk önemli. İran’la da dostluğu pekiştirelim aynı şekilde. İngiliz derin devletini çıldırtacak bir şey bu. Rusya çok temiz insanların yaşadığı ülke. Osmanlı ahlakı vardır Ruslarda. Mütevazi, mazlum, temiz, sanatçı insanlardır. Irk olarak da güzel insanlar. Bu efendi insanlara, güzel insanlara güzel yaşamak yakışır.

 

(Putin, Sayın Erdoğan’la görüşme öncesi yaptığı açıklamada “İlişkiler hızla onarılıyor Moskova böyle olduğu için çok memnun. Rusya ve Türkiye askeri ve istihbarat makamları arasında böyle yakın işbirliği kurulacağını kimse beklemiyordu” dedi.)

Evet Rusya’yla her yönde ittifak etmeliyiz. Rusya dürüst mert bir ülkedir. Temiz insanlardan oluşur. Rus yönetiminin hatası yok mu? Var. Yanlışları var ama diğer ülkelerin de var. Dolayısıyla Tayyip Hocam doğru yolda. Yaptıkları da iyi güzel, hayırlı, bereketli gönlü çok rahat olsun. 

 

(Putin görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada, bir milyar dolarlık ortak yatırım fonu koyduklarını, istihbarat ve askeri işbirliği konusunu geliştireceklerini, milli parayla ticaret yapmayı düşündüklerini, Türk Akımı Projesi kapsamında önümüzdeki süreçte on yedi buçuk milyar metreküp doğalgazı Türkiye’ye göndereceklerini, Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda anlaştıklarını, Menbiç’teki PYD’nin varlığının sonlandırılması gerektiğini söyledi.)

Hükümet doğru yolda, Tayyip Hocam çok akılcı hareket ediyor. İngiliz derin devleti hükümete pençe atmaya kalktı hükümet de onların pençesini kırdı. Şu an doğru hareketler içerisinde ilerliyorlar. Güzel, gidişat güzel bu son ataklar da çok güzel.

 

(Siz Büyük Birlik Partisi’ne ülke bu durumdayken birlik olmak gerektiğini ve “Evet” denebileceği yönünde tavsiyede bulunmuştunuz. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici referandumda evet oyu kullanacaklarını açıkladı. Sayın Destici geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 90 dakikalık bir görüşme yapmıştı. Bu görüşmenin kararlarında etkili olduğunu söyledi. “O görüşmede devletin bir beka tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşüncesini aldık. Devletin ve milletin bekası, istikbali ve istiklali söz konusu olduğunu gördüğünde Büyük Birlik Partisi, devletin ve milletin yanında durur. Bunun için evet demeye karar vermiş bulunuyoruz” dedi.)

Demek ki bir fevkaladelik var hükümet açıklama yapamıyor. İşte ben o yüzden “Evet” dedim, tek sebebi bu, fitne. Fitne ayakta, fitneye karşı olmak da farzdır. Ben de o yüzden “Evet” diyorum. O yüzden ben “Konuşalım, onları da ikna edelim” dedim. Aynı şekilde Saadet için de söyledim. Bir fevkaladelik var ama hükümet bunu açıklayamıyor. Ama şunu da bilsin Tayyip Hoca, yanındayız öyle bir şey yok, kılına dokundurtmayız. Şahsını koruyacağız, söz veriyoruz. Ama ben AK Parti ile ilgili bir garanti vermiyorum, AK Partili değilim ben. Ben bütün partileri destekliyorum, hepsi benim partim. CHP de benim partim, MHP de, AK Parti de, Saadet de hepsi benim partim. Ben ayırt etmiyorum. Bu partilerin hepsi benim partim. Ama şahsı açısından milletçe desteklerim kendi evladımız, kendi kardeşimiz. İngiliz derin devletine malzeme vermeyelim. Gözümüzün önünde olan bir insan. Saadet de “Tabanımıza sözümüz şudur; Sizi serbest bırakıyoruz, vicdanınızın sesini dinleyin. Ne karar veriyorsanız verin” desin, Saadet tabanına bunu diyebilir. Onu konuşalım yani parti olarak karar almasınlar da tabanı serbest bıraksınlar. “Hürsünüz, ne karar veriyorsanız verin” bu kadar, bu şekilde desinler.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Şemdinli’de bir köy ziyaretinde camide başı açık bir şekilde oturmuş, gelenekçiler cinnet geçirmişler “Nasıl böyle yaparsın?” diye. Halbuki gayet normal öyle bir farz da yok, öyle bir ifade de yok. Çok acı bir şey bu. Öznur Hanım’ın yaptığı doğru.

Anormal olan Kuran’a uygun olmayan hiçbir şey yok. Nereden çıkarıyorsunuz caminin içinde niye başını örtsün? Bana Kuran’dan hüküm göster, niçin örtsün? Güvenlik içinde bir yer, kimse ona bir kötülük yapmıyor, saldırmıyor, bir zarar görmüyor neden örtsün?

 

“Hocam, 12. Gezegen ve ona benzer kitaplar okuyorum kafam çok karışık. Allah’ı kim yarattı?”  izleyici sorusuna cevap:

Yani “Allah’tan önce ne vardı?” diyorsun değil mi? Onu demek istiyor. Önce ve sonra; zaman sonradan yaratıldı. 15 milyar yıl önce yaratıldı zaman ve mekan. Zaman bir algı, beynin inancına biz zaman diyoruz. Dışarıda zaman yok, tek bir an var. Tek bir an olunca öncesi sonrası nasıl olsun? Allah’tan önce Allah’tan sonra diyemezsin ki. An ne demek? Sonsuz kısa zaman. Sonsuz kısa zamanda Allah vardı ve bütün kainatın sonsuz uzun zamanını yarattı sonsuz kısa zaman içinde. Dolayısıyla önceden ne vardı diyemeyiz. Çünkü zamanlı bir varlık için bu var. Zamansızlıkta önceden ne vardı dersen bir mantığı olmaz.



DEVAMINI GÖSTER